İsviçre-Luzern Gezi Rehberi


İsviçre-Luzern Gezi Rehberi

 Luzern, İsviçre’nin gizli başkenti olarak tanımlanan, namı diğer aşk ve çikolata kokan şehirdir. Efsanelere göre Wilhelm Tell’in de burada yaşadığı varsayılmaktadır. Luzern eski zamanlarda bir balıkçı kasabası olsa da 1178 yılında tam anlamıyla şehir olmuştur. Ortaçağda reform hareketine karşı durmasıyla bilinir. 18. Yüzyıllara gelindiğinde ise İsviçre’nin en önemli merkezlerinden biri olmuş turistik açıdan gelişmeye başlamıştır. Şehrin kıyısında yer alan Luzern gölü çevresine oteller yapılarak, şehrin önemi arttırılmıştır. Boyut olarak küçük bir şehir olduğu için yürüyerek gezilmesi mümkündür. Gezilecek yerler açısından da ziyaretçilerini memnun edecek kadar güzelliğe sahiptir.


Gezilecek ve Görülecek Yerler

Şapel Köprüsü:

 Şapel köprüsü, tarihi ortaçağ dönemine uzanan bir yapıdır. Dış görüntüsünün dikkat çekmesi nedeniyle turistlerin ve ziyaretçilerin şehirde en çok fotoğrafını çektikleri yapıdır. Yapımı 14. Yüzyılda olan şapel köprüsü, 1993 yılında çıkan yangın ile beraber yok olmuştur. Yangından önce Avrupa’nın en eski köprüsü olma özelliğinde olan Şapel köprüsünün bu nedenle tekrar inşa edilmesinde vakit kaybedilmemiştir. İsmi ise St. Peter Şapel’inden geldiği bilinir. Luzern’de gezilecek ve görülecek yerlerin arasındadır.

Eski Şehir Merkezi:

 Eski şehir merkezi, Luzern’in en çok ziyaretçi alan bölgesidir. Diğer bölgelere daha küçük bir yapısı olmasına rağmen turistik bir yer olmuştur. Adını eski şehir merkezi olmasından da anlaşıldığı üzere, bölgede gezerken tarihi öneme sahip pek çok yapı ile karşılaşılmaktadır. Tarihi çeşmeler, taş sokaklar, meydanlar ve şehrin duvarları ile hoş bir gezinti yapılacak yerlerdendir. Bu nedenle Luzern’in gezilecek ve görülecek yerleri arasında bulunur.

Pilatus Dağı:

 Pilatus dağı, Luzern Gölüne bakan tepelerden oluşan dağdır. Tepelerden en yükseğinin adı Tomlinson’dur ve bu tepe deniz seviyesinden 2,128 metre yükseklikte bulunur. Pilatus dağı, maceraperestler için güzel imkanlar sunar. Pilatus dağında gezintiye çıkmak için en uygun zaman ise Mayıs ve Kasım arasındadır. Aynı zamanda Pilatus dağı, dünyada bulunan en dik demiryoluna sahiptir ve bu nedenle gezintiye çıkılırken bu özelliğin hesap edilerek gidilmesi gerekir. Sportif ve macera severlerin gezmekten hoşlanacağı yerlerden olup, gezilmesi gereken yerler arasında bulunur.

Rigi Dağı:

 Rigi dağı, Luzern’de bulunan dağların en güzeli olarak bilinir. Hatta “dağların kraliçesi” ismiyle anılan bir dağdır. Dünya kabuğunun ilk oluştuğu dönemlerde oluştuğu varsayılan dağ, olağanüstü bir güzelliktedir. Yalnız dağda çoğu zaman sis olduğu için, dağın güzelliğinin görüntülenmesi için bir süre beklenebilir. Aynı zamanda Rigi dağı, 3 tane gölün üzerinde durur ve manzara olarak ziyaretçilerine keyif yaşatır. Yaz mevsiminde yürüyüş yapmak için uygun olan Rigi dağı kışın ise kış sporları yapmak, kaymak için ideal bir dağdır. Seyahatini Luzern’e yapanların görmesi gereken yerlerdendir.

Luzern Gölü:

 Luzern gölü, İsviçre’nin en büyük dördüncü gölü olup, manzarasıyla büyülemektedir. Luzern gölünde gezerken dağların göl ile birleşiminden ortaya çıkan görüntü insana huzur verir. Noel zamanında yanıp sönen ışıklarla beraber oluşan görüntü ise paha biçilemezdir. Göl etrafında birçok etkinlik yapılabilir, yürüyüşe çıkılabilir, bisiklet kiralanıp sürülebilir veya sadece manzaranın güzelliği seyredilebilir. Huzur dolu bir gezinti için Luzern’de gezilmesi gereken yerlerdendir.

Hofkirche:

 Hofkirche, Leodegar kilisesi olarak da bilinen Luzern’in en önemli katedrallerinden biridir. 8. Yüzyılda Benedict Manastırı olarak kullanılsa da kilise binasının inşası ile beraber kiliseye dönüşmüştür. Daha sonra şehirde çıkan yangında yok olsa da kalıntıları ile beraber tekrar inşa edilmiştir. Yangından kurtulan yapılar ise kuleler, St. Mary Sunağı ve birkaç adet dini eşyadır. Yenilendiği zaman içine yeni yapılar eklenmiş ve iç tasarımında da ince detaylara yer verilmiştir. İç tasarımda bulunan süslü bir şekilde dizayn edilmiş oturma yerleri ile dikkat çeker. Rönesans döneminden kalan yapı, İsviçre’de büyük önem taşıyan yapılardandır. Gezilmesi gereken yerler arasında bulunur.

Luzern Aslanı:

 Luzern aslanı, bir hikâyeye sahip olan ve taşıdığı hikaye ile meşhur Mar Twain’in “dünyada gördüğüm en acıklı ve sürükleyici hikayeye sahip taş parçası” olarak nitelendirdiği yapıdır. Hikâyeye göre ise Luzern aslanı, Fransız Devrimi zamanında Kraliyet ailesini korumaya çalışırken hayatını kaybeden askerlerin anısına yapılmış bir heykeldir. Kral 16. Louis’i korumaya çalışan toplamdan 800’den fazla İsviçreli askerin ölmesi sonrasında onlara ithafen yapılmış eserdir. Luzern’de gezilecek yerlerden biridir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder