Cenevre-İsviçre Gezi Rehberi


Cenevre-İsviçre Gezi Rehberi

İsviçre’nin ikinci önemli kenti olan Cenevre, Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, UEFA ve FİFA gibi önemli kuruluşların merkezi olma özelliğinden bir dünya şehri de denilebilir. Yaşam kalitesi son derece yüksek. Şehirde kullanılan dil ağırlıkla Fransızca ancak şehirde yaşayan yabancı sayısı oldukça fazla. Leman Gölü kıyısına yerleştirilmiş olan şehir, İsviçre Alpleri ve Jura Dağı arasında kaldığı için doğa harikası bir manzaraya sahip. Cenevre Romalılar tarafından M.Ö 120 yılında kurulmuş. Önceleri Protestanlık etkisinde olan kent, Napolyon döneminde Katoliklerin de yerleştirilmesiyle bugünkü dini yapısına kavuşmuş. Tarih ve sanatı birleştiren mimari yapıtlarıyla, yeşil dokusu ve mavi sularıyla doğayı kucaklayan şehir, adeta bir kartpostal gibi. Burada anıtlar, müzeler ve sanatsal galeriler gibi görülecek oldukça fazla yer var.

Gezilecek ve Görülecek Yerler




Eski Şehir ve Aziz Pierre Katedrali:

Eski şehrin görülmeye değer yerleri Reform Müzesi, Tavel House ve Saint-Pierre Katedrali. St Pierre Katedrali, 1252 yılında inşa edilmiş. Süslemeleri, avizeleri, tapınakları ve şapel kalıntıları hemen ilk göze çarpan özellikleri. Her iki yanında yükselen kuleleri tüm ihtişamını yansıtmakta.


Uluslararası Kızıl Haç Müzesi:

Avenue de la Paix semtinde bulunan Uluslararası Kızıl Haç Müzesi, Kızıl Haç’ın tarihsel fotoğraflarını ve belgelerini sergilemekte. Müze, sabah 10 ile akşam 6 saatleri arasında açık oluyor. Kızıl Haç’ın oldukça etkileyici tarihsel anılarına eşlik etmek isteyenler burayı gezebilir.

Cenova Şehir Bahçesi:

1904 yılında tasarımına başlanılan Cenova Şehir Bahçesi adeta bir bitki koleksiyonuna sahip. Seralar, Kayalık, Arboretum ve Kış Bahçesi bölümlerinde altı milyon bitki numunesi barındırıyor. Hayvan Parkı, Tarihi Gül Bahçesi ve Evrim Yolu koleksiyonları mutlaka görülmeli. Son derece büyük olan bu bahçede kafe ve restoranlar, kütüphane, botanik dükkanı ve oyun alanı gibi tesisler de yer almakta. Bence Cenevre rotanızda mutlaka uğramanız gereken yerlerden birisi.

Neuve Meydanı:

Ziyaretçilerini tarihi dokusu ile etkileyen ve General Guillaume Henri Dufour’a ait dekoratif bir atlı heykel bulunan Neuve Meydanında, Rath Müzesini gezebilir, Büyük Tiyatroya gidebilir ve Cenevre Müzik Konservatuarı ile Victoria Konser Salonu gibi yerlerde vakit geçirebilirsiniz.

İngiliz Bahçeleri ve Çiçek Saati:

Mont Blanc Köprüsünden geçer geçmez İngiliz Bahçesi olağanüstü güzelliğiyle size göz kırpıyor. Bahçenin merkezinde bulunan çiçekten yapılmış saat adeta Cenevre şehrinin simgesi. Çevrede bulunan hemen her binanın üstünde bir saat markasına rastlamak mümkün. Aslında bu reklamların asılı bulunduğu üst katlarda eskiden gerçekten saat atölyeleri bulunmaktaymış. 17. Yüzyılın Protestan katliamından kaçan üç bini aşkın Protestan saat ustası sayesinde bu gün bir saat merkezi olan şehir bu ününü onlara borçlu.

Leman Gölü:

Kentin kıyısına Leman Gölü dünyanın en uzun göllerinden birisi aynı zamanda. Son derece temiz olan bu müthiş gölün bir kısmı ise Fransa sınırlarında yer alıyor. Gölde her gün ölçüm yapılmakta ve gölü kirletmek büyük bir suç. Göle girip yüzmek ve balık avlamak serbest. Gölde tatlı su levreği yakalamak da mümkün.

Jet d’Eau:

Cenevre denildiğinde bir başka simgeleşmiş yapı geliyor akla. Jet d’eau, 140 metre yüksekliğe su fışkırtıyor. Bu devasa fıskiyenin hikayesi de son derce enteresan. Belediye başkanına fıskiyenin suyu 140 metreye kadar fışkırtabileceğini garanti eden mühendis açılış töreninde suyun 70 metreye kadar çıkabilmesini hazmedemez ve o gece intihar eder. Sonraki gün açılan fıskiye suyu 140 metre yüksekliğe ulaştırır. Manzara gerçekten olağan üstü burada.

Yvoire Kasabası:

Cenevre merkezde bulunan limandan her yarım saatte bir kalkan vapur seferleri Leman Gölünü turlamanıza kolaylık sağlıyor. Vapurlar birçok durakta yolcu indirip bindirmekte. Hatta Leman Gölü’nün Fransa kıyılarına bile uğruyor. Bu duraklar son derece iyi muhafaza edilmiş tarihi Orta Çağ kasabaları. Turun son durağı Fransa sınırlarında bulunan tarihi Yvoire kasabası. Kasabada ilginizi çekebilecek küçük bir şato mevcut. Şatonun çevresi ise el yapımı süs eşyaları satan dükkanlarca çevrilmiş. Bu kasabanın bir başka özelliği de 250 kilometrelik bir kayak pistine sahip olması. Pistin üç ülke topraklarından geçmesi size aynı gün üç farklı ülkede kayak yapma fırsatı sunuyor.

Alpler:

Cenevre’den kalkan trenler sayesinde Alplerin en yüksek noktalarına kadar ulaşmanız mümkün. Yazın başka güzel olan bu bölge kış aylarında Aralıktan Marta kadar kayak sezonu için hazır tutuluyor. Tüm kayak meraklıları için Cenevre adeta bir üs merkezi olarak kullanılmakta.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder