Versay Gezi Rehberi
Fransa’nın Île-de-France bölgesinde yer alan Versay, Fransa’nın başkenti Paris’e 20 km mesafede Château de Versailles ile birlikte anılan bir banliyö kasabadır. Burada bulunan Sarayın en önemli yanı, Birinci Dünya Savaşı sonrasında kaybeden İtilaf Devletleri ile yapılan tüm anlaşmalar ayrı şehirlerde imzalanmıştır. Bunlardan birisi de Almanya ile bu sarayda imzalanarak tarihe adına Versay Barış Antlaşması olarak geçirmiştir. Versay Her sene üç milyondan fazla turistin ziyaret ettiği önemli bir turistik abide aynı zamanda. Versay sarayı ve bahçesi UNESCO Dünya Mirasları listesine alınmış olup, siyasi açıdan da büyük bir öneme haiz bulunması sayesinde her yıl milyonlarca ziyaretçiye ev sahipliği yapmaktadır.
Gezilecek ve Görülecek Yerler
Château de Versailles – Versay Sarayı:
Sarayın yapımına 1661 yılında başlanılmış olup mimarisinde kullanılan Barok ve Klasik üslup açıkça kendisini göstermektedir. İnşa edildiği dönemde Dünya’nın en büyük saraylarından birisi olarak bahsedilmesi sarayın ihtişamını anlatmaya yeter. Aslında bir Av Köşkü olarak düşünülüp, zaman içinde dev bir saray kompleksine dönüşen yapı, yine aynı şekilde uçsuz bucaksız bahçesiyle de bu kadar çok ziyaretçiyi hak ediyor. Halen Avrupa’nın en büyük sarayı konumunda. Altı hektarı aşan muazzam büyüklüğü ve tam 2.300 odaya sahip oluşu gerçekten övgüye değer.
Versay sarayının içi müzeye dönüştürülmüş durumda. Her tarafta muhteşem tablolar asılı. Sarayı gezerken, camlı avlular, aynalı oda, şapel, opera salonu, kralın özel odası ve diğer bölümlerde her yerde karşınıza altın kaplamalar çıkıyor. Aynalı Salon oldukça büyüleyici. Burası tarihe ışık tutan bir yer. Çünkü birinci dünya savaşı sonrasında kaybeden Almanlarla yapılan Versay Anlaşması bu salonda imzalamış. Hatta daha enteresanı daha önce 1871 yılında da aynı salonda başka bir anlaşma imzalanmış ancak kazanan ve kaybeden taraflar o zaman farklıymış. Yine saray içerisinde görebileceğiniz görkemli birçok sanat eseri mevcut. Tavan resimleri harika, üzerinde binlerce adet mum barındıran son derece abartılı gümüş avizeler, çok süslü 67 merdiven ve uzun bir aks üstüne dizilmiş olup birbirlerine doğru açılan odalar görülmeye değer. Bu odalar çeşitli Tanrı ve Tanrıça isimleriyle anılmaktadırlar.
Şehirdeki etkinlikler burada düzenleniyor. The Fountains Night Shov, Orangerie Nights ya da Fêtes Galantes gibi birçok şov ve konseri, dönemlerinde burada izleme imkanına sahip olabilirsiniz. Versay Sarayı 1 Ocak, 1 Mayıs, 15 Mayıs, 25 Aralık tarihlerinde kapalı tutuluyor. Pazartesi günleri hariç her gün ziyarete açık olan saray Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarının ilk Pazar günler, ise herkese ücretsiz olarak ziyarete açılıyor.
Versay Sarayı Bahçesi:
Sarayın içini gezdikten sonra muhteşem bir peyzaj ile düzenlenmiş olan bahçesinde de dolaşmak gerekiyor. Buradaki bitkilerin eşsizliği, bahçenin büyüleyici peyzajı son derece etkileyici. Birkaç saat ayırmanızı gerektirecek bahçenin her yanı adeta bir sanat eseri gibi düzenlenmiş. Bahçeye yukarıdan bakıldığında devasa bir gölet görebilirsiniz. Göletin Apollon heykelini açığa çıkartıyor. Büyük fıskiyeler, birçok havuz, dev bir bahçe, bitkilerden labirentler ve ihtişam bu demek. Burada kayık kiralayarak gölette dolaşabilirsiniz. Ayrıca bisikletle de göletin çevresinde dolaşmak mümkün. Bisikletle göletin çevresinde böyle bir tur bir saat kadar sürüyor, göletin büyüklüğünü siz düşünün. Yine böyle bir turu akülü golf arabası kiralayarak da yapma şansınız bulunuyor.
Versay Sarayı içineki bu muhteşem bahçe 1789 Fransız devrimi öncesinde inanılmaz büyüklükteymiş, tam 8.000 hektar! Şu an sadece 815 hektarlık bir bahçeyi saraya bırakmışlar. Ve kalan kısmı park olarak kullanılıyor ancak parkın tamamına da tıpkı bahçeye yapılan peyzaj uygulanmış. Göletin ilerisinde, sağ tarafa doğru epey içerilere kadar yürürseniz Marie Antoinette’in köşkünü de görmeniz mümkün. Bu köşk gibi bölgedeki yapıları gezmek için ayrı bir bilet almanız ya da buraları da kapsayan bir bilet almanız gerekiyor.
Versay Katedrali:
Fransa’nın ulusal anıtlarından birisi sayılan ve adeta Versay ile özdeşleşen Roma Katolik katedralinin yapımına 1743 yılında başlanmış olup on bir yılda tamamlanmıştır.
Grand Trianon:
Yapımına 1670 yılında başlanılan şato iki yıl gibi kısa bir sürede tamamlanmıştır. Büyük Trianon döneminin en güzel yapılarından birisidir. İtalyan mimarisinin etkisinin görüldüğü şatonun bahçesi çeşit çeşit çiçeklerle donatılmıştır. Şatoda döneminin birçok ünlü şahsiyeti ağırlamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder