Gezgin Sezer - Seyahat ve Gezi Bloğu: Şehir Şehir Çin Gezisi; Pekin, Chengdu, Şanghay

Çin deyince aklınıza oyuncak ve elektronik eşya geldiğini biliyorum. Açıkçası Çin’e gitmeden önce ben de çok fazla bilgiye sahip değildim. Zaten işin ilginç olan kısmı da bu, Çin’e gitmeden tanıyamıyorsunuz. Seyahatimden bahsettiğim birçok kişinin ilk sorusu “orada ne yiyeceksin?” oldu. Sizin de aklınıza bu geldi değil mi? Restoranlarda köpek ve böcek servis ettiklerini hatta cenin bile yediklerini duymuşsunuzdur. Elbette bunlar hakkında tüm detayları sizlerle paylaşacağım. Ama Çin yalnızca yemek kültüründen ibaret değil. Kocaman bir coğrafya, kendine has bir etnik kültürü ve enteresan bir atmosferi var.Bir buçuk milyon nüfusa sahip kocaman bir harikalar diyarı. Büyük çoğunluk herhangi bir dini kabul etmiyor. Ancak Budistlerin sayısı da epey fazla. Hong Kong ve Makau geniş özerk bölgeleri ve Sincan, İç Moğolistan, Tibet, Guangxi, NingxiaHui özerk bölgeleri olmak üzere geniş bir idari sisteme sahip. Ülkenin baş kenti 20 milyon nüfusu ile Pekin.

Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Çin teknolojiyi hayatın her alanında kullanmayı seven bir ülke olmasına rağmen sokaklarda ya da toplu taşıma araçlarında telefonla ilgilenen pek az insan görürsünüz. Çevre temizliği konusunda çok hassas davranıyorlar. Sık aralıklarla dizilmiş çöp kutuları ayrıştırılmış ve üzerlerine sigara küllüğü konmuş. Elinizde sigara ile yürümenize pek izin vermiyorlar, gördükleri an kibarca uyarıyorlar.

Çin ve Türkiye arasında 5 saatlik bir zaman farkı var. Orada gün, Türkiye’den daha önce başlıyor. Çin saati ile öğlen 2'de öğlen yemeği yerken, Türkiye sabah 9’da yeni uyanıyor olacak. Resmi dil Çince olmasına rağmen elliden fazla dil konuşuluyor. Her bölgenin kendi has bir “Çince”si var. Şanghay gibi gelişmiş şehirlerde İngilizce bilen insan sayısı oldukça fazla. Para birimi olarak “yuan” kullanılıyor ve neredeyse 1 yuan 1 liraya eşit diyebiliriz.

Çin vizesi hakkında bilmeniz gereken önemli bir detay var. Çin hükümeti 2016 yılında ülkeye bireysel, turistik geziler için vize verilmediğini duyurdu. Bireysel olarak vize başvurusunda bulunamıyorsunuz. Ancak en az 5 kişilik grup halinde grup vizesi alabilirsiniz. Diplomatik, hizmet ya da hususi (kırmızı, yeşil, gri) pasaport sahipleri yılda 30 günü aşmamak şartıyla vizesiz giriş yapabiliyor. Kısa süreli Çin vizesi için seyahat acenteleri aracılığıyla alınabiliyor. Uzun süreli vize başvuruları içinse büyükelçilik ya da konsolosluğa müracaat edilmesi gerekiyor.

Asya kıtasında bulunan 4.10 milyar kişinin dörtte birinden daha fazlası Çin’de yaşıyor. Afganistan, Butan, Hindistan, Japonya, Filipinler, Kuzey Kore, Loas, Moğolistan, Kazakistan, Kırgızistan, Myanmar, Nepal, Pakistan, Rusya, Tacikistan ve Vietnam karadan ve denizden komşularıdır.

Çin, özelikle büyük şehirlerde kalite standartları yüksek bir ülke. Seyahat planınızı oluştururken, 3 ya da 4 yıldızlı otellerin tüm gereksinimlerinizi karşılar düzeyde olduğunu unutmayın. Ayrıca merkezi yerlerde konaklama yaparsanız ulaşım açısından daha rahat olacaktır.

Yıllardır tarih kıtalarında okuduğumuz Çin Seddi ile başlayalım. Uzunluğu 8 bin kilometre civarında devasa bir duvardan bahsediyoruz. Yapımı 2 bin sene kadar sürmüş. Dış devletlerden ve kendi aralarında yapılan han ihtilallarından korunmak için yapılmış. Parça parça ziyarete açılmış durumda. Juyongguan parçası gezilebilecek yerlerinden bir kısım. Aşağıdan baktığınızda o kadar zor görünmeyen bu tırmanış ciddi efor istiyor. Merdivenler çok yüksek ve dik. Belli aralıklarla gözetleme kuleleri konmuş. “Aşılmaz” olarak yapılan set iki defa aşılmış. Karşılaştığımız bir Çinli bu savaşlar hakkında şöyle söylemişti “Bu işgaller o derece vahşete sebep olmuş ki Pekin’de canlı insan ve hayvan kalmamış. Daha sonra buraya gelenler yere akmış kan ve insan sıvıları yüzünden yürümekte zorlanmış”. Bunları düşününce böyle bir duvara neden ihtiyaç duydukları anlaşılıyor. Ayrıca şaşırdığımız diğer bilgi, Çinlilere göre Çin Seddi uzaydan görünmüyor. Amerika’dan sonra uzaya gönderdikleri uyudu resimlerinde Çin’i görememişler. Hangisi doğru bilemeyiz ama Çin bu hikayeye inanmıyor.

Gök tapınağı ikici adresimiz. Çok büyük bir alana inşa edilmiş. Eski Çin imparatorları burada törenler düzenleyerek ülkenin refahı ve bereket için ibadet ederlermiş. Alanın bir kısmında küçük bir sütun bulunuyor. İnanca göre bu sütunun üzerine çıkılıp edilen dualar kabul oluyor. Gök tapınağının görsel anlamada çok güzel bir ihtişamı var. Kutsal renkleri mavi yeşil ve sarı her süslemede bolca kullanılmış. Ejderha figürlerini de unutmamak gerekiyor.

Sizi oradan Hongqiao Çarşısı’na götürmek istiyorum. Gök tapınağına yürüme mesafesinde bir alışveriş merkezi. Aklınıza gelebilecek her şeyi bu çarşıda bulabilirsiniz. Çanta, elektronik eşya, saat, yerel kıyafetler, ipek eşarplar gibi birçok hediyeler eşyayı buradan alabilirsiniz.

Çin’e kadar gidip Kung Fu izlemeden olmaz. RedTheatreBeijing, gösteriyi izleyebileceğiniz en güzel adres olabilir. Aklınıza kafasında kiremit kıran ya da çılgınca bağırarak oradan oraya koşturan Çinliler gelmesin. Hemen hemen 1 saat kadar süren gösteride bir hikaye üzerinden hoş bir sahne gösterisi yapılıyor. Işıklar, sahne, kostümler, sürekli değişen arka plan mutlaka görmeniz gereken bir ambiyans.

Sırada Yasak Kent var. Yine devasa ölçüler üzerine inşa edilmiş bir imparatorluk yapısı. Zammından içeriye sadece devlet erkanı alınıyormuş ve oradan ülke yönetiliyormuş. Suikasttan korunmak için çevresi geniş su yolları ile dolanmış. Ayrıca ağaçların arkasına kimse saklanmasın diye tüm ağaçlar kesilmiş. Bahçede bir tane bile ağaç yok. Tek yeşil bahçe, alanı imparatorun özel gezi alanında 20 metrekarelik ufak bir kısım. Ayrıca burada bin oda bulunduğu ve imparatorun her gün başka bir odada kaldığı söyleniyor. Tüm bunlar güvenlik tedbiri olarak yapılmış. Faydası olmuş mu derseniz, yüzyıllar boyunca burada hiç suikast girişimi yaşanmamış. Siz karar verin...

Pekin’den sonra Chengdu’da gezilecek yerler listesine geçebiliriz. Listenin başında WuHou Anıt Tapınağı var. Buraya girdiğinizde sizi ilk karşılayan alan eski imparatorların, güçlü askerlerin ve kutsal saydıkları komutanların bal mumu heykelleri olacak. Onlarca heykel bulunuyor ve her biri hiyerarşik bir düzende sıralanmış. Ama bu tapınağın en güzel kısmı, devamında göreceğiniz bahçe.Yürüyüş yolu boyunca rengarenk bitkiler, irili ufaklı ağaçlar tabiri caizse yeryüzünde cenneti görmek isteyenler için mutlaka görülmesi gereken bir yer. Hemen yakınında bulunun Eski Jinli Caddesi gezinin ikici planı olabilir. Orayı gördüğünüzde “işte Çin” diyeceksiniz. Çok otantik sokakları var ve ufak çapta alışveriş yapabilirsiniz.

Panda üssü Chengdu’nun göz bebeği diyebiliriz. Dünya’da yavru panda görebileceğiniz tek yer burası. Bebek pandalar için yapılmış yoğun bakım üniteleri hatta kreşleri bile var. Göreceğiniz tek şey yavru panda değil elbette. Doğal alan oluşturulmuş birçok hayvan üste misafir ediliyor. Kırmızı pandalar da bunların en ilgi çekici olanlarından biri.

Sichuan Operası, sıradaki durağımız. Bu opera bildiğimiz operalardan çok farklı. Yemek rezervasyonu yaptırırsanız gösteri sırasında yemek yiyebilirsiniz. Sihirbazlık, tiyatro ve maske değiştirme gösterileri yapılıyor. Kesinlikle sıkılmadan izleyeceğiniz enfes anlardan biri olacaktır. Özellikle maske değiştirmeye gösterisini kocaman gözlerle izleyeceğinizden eminim.

Şanghay’da gezilecek yerler konusunda şunu söyleyebilirim. Şanghay aşık olabileceğiniz bir şehir. Çok gelişmiş, kalabalık ama renkli bir metropol şehir. Ayrıca Çin’in en kalabalık nüfusu burada yaşıyor. İlk olarak şehir merkezinde bir tur atıp Şanghay Müzesi'ne geçebilirsiniz. Burada ülkenin tarihini yansıtan mühürler, tablolar, mobilyalar etnik kostümler gibi yüzlerce objeler göreceksiniz.

Şanghay Dünya Finans Merkezi yüksekten korkmayanlar için şahane bir yer. Dünyanın 2. Büyük kulesi ve 492 metre. Çinlilere göre 1. en yüksek bina çünkü Toronto’daki CN kulesinin son iki katı kullanılmıyor. Burada ise gözlem için son kata kadar çıkılabiliyor. Bu yükseklikteki şehri ve Huangpu nehrini görmek keyif verici anlardan biri olacaktır.

Huangpu Nehri gezi turumuzun devamı olabilir. Nehirde gezinti için vapur turları var ama benim tavsiyem karanlık çökünce yapmanız. Çevredeki binalar ışık gösterileri için rengarenk ışıklarla donatılmış. Ne zaman giderseniz gidin bunu görebilirisiniz.

Yuyuan Bahçesi filmlerde bile sahne olmuş eski bir han konağı. Ming hanedanlığı tarafından yaptırılmış ve buraya mutluluk bahçesi de deniyor. Bunu anlamak çok kolay çünkü bahçe huzur verici derecede güzel. İçinden akan nehir, özenle inşa edilmiş evler,herkese “burada yaşamak isterdim” dedirtiyor.

Bahçeden çıkar çıkmaz sizi rengarenk Çin mimarisiyle bezenmiş, kalabalık ve çeşit çeşit ürün satılan sokaklar karşılayacak. Bir sürü girişi ve çıkışı olan ama aynı meydana bağlanan, biz yabancılar için fazla karışık gelebilecek bir yer olmasına rağmen burada vakit geçirmek oldukça keyifli. Gördüğünüz her şeyi incelemek ve satın almak isteyeceksiniz.

Çin’de gece hayatı yok. Evet yanlış okumadınız. Çin’de hayat akşam 9 olunca olduğu yerde duruyor. Herkes evlerine çekiliyor ve gündüz adım atacak yer bulamadığınız caddelerde insan göremiyorsunuz. Clup ve barlardan ziyade karaokede eğlenmeyi seviyorlar.

Şimdi hepinizin merak ettiği o meşhur soruya sıra geldi. “Çin’de ne yenir?” Öncelikle şunu söylemek istiyorum, Çin’de böcek sunan restoranlar yok. Hatta böyle bir gezi planında bununla karşılaşabileceğiniz hiç bir yer yok. Bunu Çinlilere sorduğumuzda “Birkaç turistik sokak haricinde öyle bir şey yenmiyor” cevabını aldık. Ayrıca size köpek eti de sunmayacaklar. Çünkü halkın çok büyük bir kısmı bunu kesinlikle reddediyor.

Çin yemek kültürü un, tuz ve şekerden çok uzak bir kültür. Sofraya ekmek gelmiyor çünkü ekmek yemiyorlar. Sadece Uygur restoranlarında ve Uğur fırınlarında “nan” denilen ekmeği bulabilirsiniz. Ama bu ekmek yediğiniz en güzel ekmek olabilir. Bizim Ramazan pidemize benziyor olsa da tadı çok daha hafif ve lezzetli. Yemeklerin genel olarak görünüşleri Türk yemeklerine benzese de tatları çok farklı. Fazlaca soya, zerdeçal ve zencefil kullanmaları yemeklere farklı bir aroma katıyor. Eğer birkaç yemek önerisi isterseniz, Pekin ördeği ilk sırada gelir. Gongbaojiding için tavuk sotesi diyebiliriz. En lezzetli yemeklerden biridir. Damak tadı olarak diğer yemeklere göre bize bir adım daha yakın diyebiliriz. Doufu çok beğenilen bir yemek olsa da acı sevmeyenler ve yemekte bu kadar yumuşak bir şey tercih etmeyenler için favori olmayacaktır. Çin mantısı yine yemeden gelirseniz pişman olacağınız bir aperatif. Genellikle etli yapılıyor ama vejetaryenler için sebzeli de ikram edilebiliyor. Et sosları genellikle muhteşem ve kesinlikle dünyanın en güzel karidesi Çin’de yapılıyor.

Dikkat etmeniz gereken en önemli konu pasaportunuza sahip çıkmanız. Pasaport hırsızlığı ülkede, Uygurlar tarafından çok sık yapılıyor. Türkiye’ye gelmek isteyen Uygurlar bu yollardan gelmeye çalışıyor. İkinci önemli konu da, gitmeden önce mutlaka VPN programı yükleyin. Yoksa WhatsApp, İntagram ve Facebook gibi hiç bir uygulamayı kullanamazsınız. Çin hükümeti tarafından bunlara erişim engeli konmuş. Yanınıza priz çevirici almanızda fayda var. Otellerde batı tarzı prizler bulunuyor fakat umumi yerlerde bulamayabilirsiniz. Son olarak bol bol yedek kıyafet alın. Çin’in tek kötü tarafı farklı bir kokuya sahip olması. Üzerinize sinen bu koku bazen rahatsız edici olabiliyor. Ayrıca sürekli yağış ve nem sık sık kıyafet değiştirmek zorunda bırakıyor. Alışverişte sıkı pazarlıkçı olun. 800 yuan dedikleri ürünü 150 yuana bile alabilirsiniz. Hediyelik eşya için Şanghay'da Yuyan Bahçesi'nin devamında bulunan sokakları önerebilirim. Benim favorim mühürler olmuştu. Tahta ya da mermer gibi taş mühürlere isim yazdırabilirsiniz. Kişiye özel bir hediye olacaktır. 15 yuan ve 100 yuana kadar fiyat aralığı değişebiliyor.