İspanya-Granada Gezilecek Yerler
Gırnata olarak da bilinen ve geçmişinde pek çok farklı millete ev sahipliği yapmış olan Granada, yaz kış demeden turistlerin uğrak mekânı haline gelmiştir. İspanya’nın Endülüs Özerk Bölgesi’nde yer alan bir şehirdir. Kendisini en çok Alhambra (El Hamra) Sarayı ile tanıtmış olsa da gezilecek farklı güzellikteki yerleri de bünyesinde barındırıyor.
Alhambra (El Hamra Sarayı)
Kısaca tarihine göz atılacak olursa; saray oldukça köklü bir geçmişe sahiptir. İlk inşası M.S. 889’da, Romalılar zamanından kalma surların üzerine yapılarak başlamıştır. İlk onarım çalışmaları ise birkaç yüzyıl öylece kaderine terkedildikten sonra, XI. yüzyılda Ziri Emiri Badis’in veziri olan Samuel tarafından alanı da genişletilerek başlamıştır. Kendisinden sonra gelen hükümdar tarafından çalışmalara devam edilmiştir. 1200’lü yılların ortasına kadar sıradan bir yapı olarak varlığını sürdürmüş, asıl halini Gırnata Emiri Muhammed Nasır döneminde saraya dönüştürülerek almıştır. Aynı soydan gelen III. Ebu Abdullah, I. Haccac Yusuf ve V. Muhammed’in hükümdarlık zamanlarında çeşitli eklemelerle büyütülmüştür. Dik bir tepe üzerindeki düzlükte, tüm ihtişamıyla Ganil ve Darro ırmaklarına bakmaktadır. Elhamra Arapça ‘’Kırmızı, kızıl’’ anlamlarına gelmektedir. Yapımında kullanılan, kızıla çalan kil ve batan güneşin son ışınlarının, saray duvarlarında gezinmesinden dolayı bu isim ile anılmıştır. Yapıt hiç şüphesiz İslam sanatının en muazzam eserlerinden birisidir. El hamra Sarayı 4 ana bölümden oluşmaktadır. İçerisinde avlular, bahçeler, odalar, hamamlar, salonlar, havuzlar, çeşmeler ve yeşil alanlar bulunmaktadır. Her bir noktasında ince işçilik ile yapılmış mimari şaheserin bu kadar ünlü olması kaçınılmaz bir gerçektir.
Aslanlı Avlu
V. Muhammed zamanında, 1361’de inşasına başlanmış 30 yıl sonra tamamlanmıştır. Bu kısım elçiler salonuna açılmaktadır. Avlunun ortasında bulunan fıskiyede, beyaz mermer kullanılarak yapılmış 12 adet aslan figürü yer almaktadır. Aslanların ağzından akan ve çanaktan taşan su, avluyu dörde ayıran ince kanallar ile salona doğru yol almaktadır. Çevresinde çift ve tek sütunlar bulunmaktadır. Sütunların üst kısımları farklı desenler ve hat sanatıyla süslenmiştir.
Cennet’ül Arif Bahçeleri-Generalife
1302-1309 yılları arasında inşa edilen bahçeler 1313-1324 yılları arasında tekrar düzenlenmiştir. Adıyla ilgili farklı rivayetler vardır. Servili Avlu, Su Merdivenleri Avlusu ve Su Kanalı Avlusu olmak üzere içerisinde 3 avlusu bulunmaktadır. Su Merdivenleri Avlusu içindeki su, küçük havuzlar ve kanallar ile basamaklar halinde aşağı doğru yol almaktadır. Su Kanalı Avlusu iki fıskiyeli havuza, servi, mersin, gül ve zakkum gibi bitkilere yuva olmuştur. Servili Avlu ise adını aldığı dört adet serviye ve fıskiyeli bir havuza ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca Mersinli Avlu, Bereket Bahçeleri, Meşveret Salonu ve Kız Kardeşler Salonu görülmeye değer, oldukça etkileyici bölümlerindendir.
Granada Katedrali
Dünya çapında 4, İspanya’da 2. en büyük katedraldir. Gotik ve Rönesans birleşimi ile harmanlanmış mimarisi görenleri kendisine hayran bırakmaktadır. I. Isabelle tarafından yaptırılmış, farklı dönemlerde bazı eklemeler yapılmıştır. 1523’de Gotik tarzının öncülerinden olan Enruqie Egas inşasına başlamış, ana kısmı 5 yılda bitirilmiştir. Sonrasında Rönesans etkisi altındaki Diego of Siloam tarafından Rönesans tarzına dönüştürülerek yapımı devam etmiştir. 1704’te Granada Katedrali’nin inşası sona ermiştir. Farklı tarzların oluşturduğu detaylardan ortaya çıkan mükemmel bütün, birbirinden güzel 3 kapı ve resimler ile Ana Şapel, I. Isabelle, Kral Ferdinand ve çocuklarının heykellerinin yer aldığı Royal Şapel, küçük ama görülmeye değer olan müze ve son olarak her biri şaheser resimlerin bulunduğu Sacristy katedralde gezilebilecek bölümlerdendir.
Sacromonte
Çingene Mahallesi olarak da bilinmektedir. 1700’lü yıllarda çingenelerin yaşadığı bir gettodur. Evleri mağaraların oyulması ile yapılmıştır. Sierra Nevada Dağları’na ve El Hamra Sarayı’na bakan manzarası mahalleye farklı bir hava katmaktadır. Şimdilerde Sacromonte içerisinde yaşayan hiç çingene bulunmamaktadır. Mimarisinin etkileyiciliği dışında, flamenkonun can bulduğu yerlerin başında gelmektedir. Özellikle geceleri yapılan dans gösterileri eğlenmek için oldukça idealdir.
Albaicin
Granada’nın en ünlü mahallelerindendir. El Hamra’nın görülebildiği bir tepe üzerine 1300’lü yıllarda kurulmuştur. Evleri yüksek duvarlı, beyaz renkli ve avluludur. İçerisinde çeşitli meyve ağaçları bulunmaktadır. Sokakları oldukça dardır. 1984’te El Hamra Sarayı ile birlikte UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmiştir. İçerisinde bulunan Arap Hamamı, San Salvador Kilisesi, Plaza Larga ve San Nicholas Kilisesi gezilip görülmesi gereken harika yerlerdendir.
