Vyborg-Rusya



Nüfusu 80 bin olan Vyborg Rusya'nın Finlandiya sınırında.  ikinci dunya savaşi sonunda rusların elinde kalan bayrağı defalarca kez degişen, Avrupa'da hikayesi birbirine benzeyen bir kaç şehirden biri. Farkı ise Finlerden miras İskandinav mimarisi.

Burası için irice bir kasaba da denilebilir. St. Petersburg'a 130, Finlandiya'ya 30-35 kilometre uzaklıkta.biraz yabancı duruyor ait olduğu topraklara. Doğu Slav/ Rusya ve Fin/İskandinav sınır bölgesindeki bir zamanlarin "ortacağ" Alman şehri, tarih boyunca bir kaç kez el degişirmiş.

Tekrar fin kimliğine donersek, vyborg'un konumladiği ve geçmiste Fin kabilesi Karelianların yaşadığı bölge ticaret merkeziymiş . İlk Vyborg kalesi,üçünçü İsveç Seferi olarak adlandırılan dönemde, 1923'te mareşal Torkel Knotsson tarafından kurulmuş. Knotsson'un halen şehrin en guzel binalarından birinin önünde görkemli bir heykeli var. Bu gidiş gelişlerin ardindan Sovyetler döneminde Vyborg 'a ülkenin dört bir yanından getirilen insanlar yerleştirilmiş. Zaten bugün kentin nüfusunun onemli bölümünü halen bu insanlar oluşturuyor


Bir zamanlar Fin şehri
İstasyondan çıkıp kıyıya paralel Vyborg kalesine doğru yürüyün, parkın bitimiyle kendinizi ara sokaklara, eski Vyborg'a atın. Kentin sürprizleri bu ara sokaklarda gizli. Ben önce bir düğüne şahit oldum, sonra bir binanin arka bahçesinde "babuşkalarla" sohbet ettim.

Esksikliginden hiç bir şeyi kaybetmeyen sokaklar bunlar. Sıvaları dökülmüş kapıları onarılmamış, pencereleri bakımsız. İlginç sokakları bırakıp köprüye doğru yürüdüğünüzde kentin değişen yüzüyle karşılaşıyorsunuz. Minik köprüyü geçip kaleye geldiğinizde müthiş, panoramik Vyborg manzarasına hazırlanın.

Kalenin ici küçük bir köyü andırıyor. Büyük ahşap kapılar, üzerinde büyük asma kilitler, demir pafmaklıklı pencereler, parke taşlı minik yokuş taş merdivenler sizi yuvarlak kuleye götürüyor. Yeniden, eskidesiniz! Kalenin etrafindaki patikalarda zaman anlamadan akıp gidiyor. Balık tutanlar, çimlere uzanan,banklarda oturan, kitap okuyanlar. Köprünün diğer tarafını canım hiç çekmiyor, kale turumu tamamlayıp , geriye eski şehre dönüyorum, aramızda kücük bir vedalaşma anı bu yürüyüş. Aklimda bir zamanların Fin şehri, İskandinav hatıraları var. Sanki ben Rus Vyborg'una hiç uğramamışım , benim için hiç varolmamış ya da.

Dönüş yolundayım , Vyborg'un önemli gelir kaynaklarının başında gelen kağıt fabrikalarını görüyorum trenin penceresinden. Trenin içinde vagon vagon geriye yurüyorum. Vyborg'a dönebilecekmişim gibi. Hemen her kompartımanda soğutuculari içinde dondurma satan babuşkalar var. Bisikletli gençler,küçük çoçuklar bile sanki o zamana ait.


O uzun ağaç koridorundayım yeniden. Güneş yavaş yavaş etkisini yitiriyor. Gökyüzü kızıllaşıyor. Solda büyük alışveriş merkezini gördüğümde Vyborg rüyasından uyanıyorum. Yeniden St. Petersburg’dayım. Rüyalar sonsuza dek sürmez!

Görmeden dönmeyin

+Vyborg'un önemli simgesi İsveç yapımı kalesi. Kale 1891-1894 arasında kapsamlı bir restorasyondan geçmiş.
+16.yüzyıl ortalarından kalma Fin mimar Avlar Aalto tarafından yapılan Viipuri kütüphanesi, modern mimari tarihinde bir referans noktası.
+Turistlerin ilgisini çeken yerlerden biri de Lenin'in evi. Lenin, 1917 şubat devrimi başarısızlığının ardından, Bolşevik devrimine  yeniden hazırlık yaparken bu evde kalmış.
+Moon Repos, Batı Avrupa'nın en ferah en geniş parklarından biri. Park 19.yüzyıl döneminde Baron Ludvig Heinrich Von Nikolay'ın emriyle oluşturulmuş bahçe yapilarının coğu mimar Giuseppe Antonio Martinelli tarafından tasarlanmış.

Etiketler: ,